Küçük yudumlarla özenerek mi yoksa büyük yudumlarla kana kana mı?
Geçmişin içerisinde kalmak aslında geleceğin içerisinde de kalmak demek. Çünkü pişmanlık ile kaygı, suçluluk ile boşvermişlik beraber gidiyor. Elimdeki bardağın içerisinde su var ve çok susadım. Yavaş yavaş mı yoksa kana kana mı içeceğimi henüz bilmiyorum. Ama bir farkı olmalı, hangisini seçeceğimi bilmeliyim, bilmeliydim, fark etmeliydi.
Peki neden bir farkı yok?
En büyük hayalim bosketbol oyuncusu olmaktı uzunca bir süre ama hayallerin peşinden nasıl gidilir öğrenememiştim. O dersi kaçırmışım, dışarda basketbol oynuyordum heralde. Dünya basketbolunu takip etmeyi bırakalı tam 5 gün oldu ve kendimi 5 gün öncesine göre çok daha iyi hissediyorum. Sanki kırmaktan korktuğum bir zincir kırıldı. Birkaç WhatsApp grubundan, bir kaç sohpetten geri kalıyorum. Ama senelerdir hiç oynamadığım halde ne kadar yoruyormuş beni basketbol.
Acaba hiç basketbol oynamayan ama tüm basketbol olaylarını takip eden bir insana, basketbolu seviyor diyebilir miyiz?
Basit bir bakma eğlemi bile binlerce bakmama eğlemi içerir. A nesnesine bakarız çünkü o an A nesnesi diğer bakılacak şeylerden daha güzeldir, daha değerlidir. Yürürken çoğunlukla gökyüzüne değil adımlarımı atacağım yere bakarım çünkü orası benim için daha önemlidir. Şu an dikkatimi yazmaya vermezsem eğer sizinle iletişim kurma hayalimi gerçekleştiremeyebilirim. Bir şarkıdaki bas gitarı veya davulları tek tek dinlemeyi çok sever, müzisyenlerin ruh halini anlamaya çalışırım. Bu da o an başka bir mevzu hakkında düşünebilme kapasitemi düşürür. Bu yüzden müzik dinlerken muhabbet etmekte ya da çalışmakta zorlanırım. Sınırlı dikkatimiz, bizi amaçladığımız şeye götürmek için harcanır ve bu doğrultuda bazı yollar, diğerlerinden daha iyidir.
Elimdeki bu suyu nasıl tüketeceğime karar vermek için, yani birinin diğerinden daha iyi olabilmesi için bir amaca ihtiyacım var. Bu cümleye kadar susamışlığım arttı ve suyumu kana kana içeceğim. Konumuz değil belki ama bekledim ve çözüm kendini bana gösterdi.
Gelecek probleminin karşısındaki en güçlü şey amaç gibi duruyor.
“Ne yaparsam yapayım hiç bir şey değişmeyecek inancı” amaçsızlığı, amaçsızlık da seçimsizliği getiriyor. Hiç bir seçim yapmadığımızda, bir seçim yaptığımız duruma göre bir hafiflik yanılgısına düşüyoruz. Çünkü seçim yaptığımız her durum beraberinde seçmeyip elimizin tersiyle ittirdiğimiz onca olanağın gelecekte getirebileceği tüm değerin kayboluşunun sorumluğunu içeriyor.
Ancak bu kayboluş hayatın tanımına dahil. Bu hayat ya seçtiğimiz çok az şeyi yaparak, ya da hiç bir şey yapmadan geçecek. Seçimsizlik sınırsızlık değil.
Özgürlük iyi seçilmiş sınırlarda gizli.
*-*-*
“and made the course of life easy for him.”
Abese (80:20)
*-*-*
Instagram: @egeyagiz
Twitter: @egeyagiz